22 Aralık 2010 Çarşamba
27 Kasım 2010 Cumartesi
19 Kasım 2010 Cuma
Yüksek Sadakat
Hani aşk varya, sevgi, saygı falan işte bunların hepsi yüksek sadakat işi.
Sadece sadakat yetmiyor. O sadakat yüksek olacak.
Neyse böyle düşünmemim sebebiyeti ise dün yakın arkadaşımla konuştumta, uzuun uzun.
Güzel geçen dakikalar, saatler, günler hatta haftalardan sonra hep birşeyler inceldi benim ilişkilerimde.
Sonra bende inceldiği yerden kopsun diyince, ilişki kesildi.
Aslında kendim ettim kendim buldum ama yinede insana koyuyor.
Her fotoğrafına baktığında birşey oluyor içinde ve dışına "vaybee" diye çıkı veriyor.
Cidden de "vaybee" o güzel günlerden sonra, şu raddeye geldiğimiz-yada-gelebildiğimiz için "vaybee".
İşte yüksek sadakatin gerekliliği burada başlıyor aslında.
Herşey iyi güzelken arada incelen birşeyler olduğunda, o inceliklerin kopmaması için "sadakat" değil "yüksek sadakat" gerekiyor.
Çünkü her ne kadar sadakat olsa da kişilerde, en ufak bi incelmede bile eğer ruhu incinmiş yada bunalmışsa, sadakatin "s" si dahi kalmıyor.
Ondan dedim ya yüksek sadakat gerek diye...
En azından elinde sadece "s" kalmaz.. sadakat yüksek olunca...
Sadece sadakat yetmiyor. O sadakat yüksek olacak.
Neyse böyle düşünmemim sebebiyeti ise dün yakın arkadaşımla konuştumta, uzuun uzun.
Güzel geçen dakikalar, saatler, günler hatta haftalardan sonra hep birşeyler inceldi benim ilişkilerimde.
Sonra bende inceldiği yerden kopsun diyince, ilişki kesildi.
Aslında kendim ettim kendim buldum ama yinede insana koyuyor.
Her fotoğrafına baktığında birşey oluyor içinde ve dışına "vaybee" diye çıkı veriyor.
Cidden de "vaybee" o güzel günlerden sonra, şu raddeye geldiğimiz-yada-gelebildiğimiz için "vaybee".
İşte yüksek sadakatin gerekliliği burada başlıyor aslında.
Herşey iyi güzelken arada incelen birşeyler olduğunda, o inceliklerin kopmaması için "sadakat" değil "yüksek sadakat" gerekiyor.
Çünkü her ne kadar sadakat olsa da kişilerde, en ufak bi incelmede bile eğer ruhu incinmiş yada bunalmışsa, sadakatin "s" si dahi kalmıyor.
Ondan dedim ya yüksek sadakat gerek diye...
En azından elinde sadece "s" kalmaz.. sadakat yüksek olunca...
TürkçePoP
haydi kalk gidelim bu şehirden
gün doğarken yada güneş batarken....
şimdi radyoda dinliyordum da yazayım dedim
"PowerTürk"
gün doğarken yada güneş batarken....
şimdi radyoda dinliyordum da yazayım dedim
"PowerTürk"
18 Kasım 2010 Perşembe
17 Kasım 2010 Çarşamba
pastırma yazı-sıcağı
ve şimdi kışın geldiğini anladım. ayağımda inekli çoraplarım, üzerimde kocaman hırkam yanımda da sıcak çikolatam var. bir şeyler eksik evet ama o eksik olan insan değil belki bir kaç "nefes" birşeyler. sol yanımı ısıtan bir yastığım var bide. kalorifer yanmadığından ötürü bir kaç dk sonra her yanım yorgan-yastıkla dolacak gibi.
sanırım kış gelmedi hala bizim kaloriferler yüzünden benim bu derin hissiyatım kışla ilgili olan. ayrıca pastırma sıcağımdır yazımıdır tam olarak bilediğim adını o garip şey. onun yüzünden yılbaşında denize gireceğiz diye korkuyorum.
kış duası yapmalı hergün
dilinde olanın elinde olmazmış
"elinde olanın dilinde olmazmış, dilinde olanın elinde olmazmış" diye bir atasözü varya bana uyuyor gibi.
kendimi karmaşık gibi göstermek gibi bi çabam yok ama farkında olmadan düşüncelerimi karman çorman anlatıyorum karşımdakine. sanırım yıllarca kolay anlatıp anlaşılmadığımdan. atasözünün ikinci cümlesini kendime yontuyor ve daha normal bir insan olmayı diliyorum. en azından eskisi gibi.
sanırım beni böyle fikir ve düşüncelere sürükleyen yada sevken çocukken yaşanılan olaylar bütünü. yada o kadar gitmeyelim geriye. yakın geçmişte olabilir.
sonuç olarak def olmalarını istiyorum başımdan.
kısacası bende "içten" gülmek istiyorum.
yüzümdeki kasları çalıştırırken bunun bilinçsizce olmasını istiyorum.
kim istemez ki?
kendimi karmaşık gibi göstermek gibi bi çabam yok ama farkında olmadan düşüncelerimi karman çorman anlatıyorum karşımdakine. sanırım yıllarca kolay anlatıp anlaşılmadığımdan. atasözünün ikinci cümlesini kendime yontuyor ve daha normal bir insan olmayı diliyorum. en azından eskisi gibi.
sanırım beni böyle fikir ve düşüncelere sürükleyen yada sevken çocukken yaşanılan olaylar bütünü. yada o kadar gitmeyelim geriye. yakın geçmişte olabilir.
sonuç olarak def olmalarını istiyorum başımdan.
kısacası bende "içten" gülmek istiyorum.
yüzümdeki kasları çalıştırırken bunun bilinçsizce olmasını istiyorum.
kim istemez ki?
Etiketler:
fotoğraf,
gülme,
gülümsemek,
telefon,
yüz kasları
dırımdırımdırım.
hani uzun süredir yazmıyorum ya ben aslında bir şeyler yaşamadığımdan (en azından anlatacak kadar heyecan uyandırmadığından) yada olayları küçültüpte cebime soktuğumdan. bilemiyorum.
hani yıllar boyunca anlattım ya bu blogda yada diğerinde. işte şuan o adamlar yada heriflerin hiç biriyle ne bir ilişkim nede bir sohbetim var. bazen arıyorum özelden sesini duyuyorum. hala aynı. ne giden bir enerji var nede gelen. yani hayatlarında etkisiz elemanmışım, bunu birkez daha anladım. iyide oldu arada böyle olduğumu hatırlamam lazım yoksa bakamıyorum geleceğe. tıkanıyorum bazı yerlerde.
öyle işte ya neyse bundan sonra blogun adına uyan şekilde doldurucam burayı. gördüm çektim yazdımda ben hep yazıyorum :S o zamannn gelsin fotoğraflar :)
hani yıllar boyunca anlattım ya bu blogda yada diğerinde. işte şuan o adamlar yada heriflerin hiç biriyle ne bir ilişkim nede bir sohbetim var. bazen arıyorum özelden sesini duyuyorum. hala aynı. ne giden bir enerji var nede gelen. yani hayatlarında etkisiz elemanmışım, bunu birkez daha anladım. iyide oldu arada böyle olduğumu hatırlamam lazım yoksa bakamıyorum geleceğe. tıkanıyorum bazı yerlerde.
öyle işte ya neyse bundan sonra blogun adına uyan şekilde doldurucam burayı. gördüm çektim yazdımda ben hep yazıyorum :S o zamannn gelsin fotoğraflar :)
28 Ekim 2010 Perşembe
soğuk hava sağolsun
camdaki buğuya diğer taraftan okunabilecek şekilde yazılar yazmak nede güzelmiş yahu :D:D sokaktan geçenlerle iletişim kuruyorum :D
23 Ekim 2010 Cumartesi
13 Ekim 2010 Çarşamba
bir damla gözlerimde
Çok geç oldu belkide düşündük taşındık
Bir çok şeyi birbirimizden sakındık
Bir şey eksik cümlede
Yüklemmi özlemmi sakladığın şey her neyse beni üzermi
Bir çok şeyi birbirimizden sakındık
Bir şey eksik cümlede
Yüklemmi özlemmi sakladığın şey her neyse beni üzermi
Öyle çok şey varki içimde
hep sustuk konuşmak yerine
Konuşmadığımız her ne varsa
Seninle sakladım gözlerimde
hep sustuk konuşmak yerine
Konuşmadığımız her ne varsa
Seninle sakladım gözlerimde
Ne olur sende fazla üzülme
Hep kendi kendine yenilme
Konuşmadığımız her ne varsa seninle
Bir damla gözlerimde
Hep kendi kendine yenilme
Konuşmadığımız her ne varsa seninle
Bir damla gözlerimde
Belki yanlış yoldayız
Kaybolduk kaybolduk gizleyince kendimizde yorulduk
Her hatada telafi gerekli değilmi
Bizi durduran gurur mu kibir mi
Kaybolduk kaybolduk gizleyince kendimizde yorulduk
Her hatada telafi gerekli değilmi
Bizi durduran gurur mu kibir mi
Öyle çok şey varki içimde
hep sustuk konuşmak yerine
Konuşmadığımız her ne varsa
Seninle sakladım gözlerimde
hep sustuk konuşmak yerine
Konuşmadığımız her ne varsa
Seninle sakladım gözlerimde
Ne olur sende fazla üzülme
Hep kendi kendine yenilme
Konuşmadığımız her ne varsa seninle
Bir damla gözlerimde
Hep kendi kendine yenilme
Konuşmadığımız her ne varsa seninle
Bir damla gözlerimde
son günlerde arka arkaya dinlediğim şarkıdır kendisi...
bu şarkı yazılarımda o kadar sitem edip "dövmek" istediğim insana gelsin mümkünse.
eğer okuyorsan şarkıyı dinle yada dinleme fark etmez. ama bu kadar gururlu kişi davranışları altından gururumu ve ruhumu paramparça edip "güvenmemeyi" öğrettiğin için teşekkürlerimi sunuyorum.
hoş zaten pek güvenmem insanlara. nadirdir.
artık o nadirlikte yok senin sayende :)
6 Ekim 2010 Çarşamba
25 Eylül 2010 Cumartesi
rüya
garip garip rüyalar görüyorum.
ve her sabahta "gördüğüm rüyanın etkisinden olsa gerek, garip bir hisle uyandım bu sabah" demeyi de ihmal etmiyorum (şebnem ferahın bir şarkısından bir söz.).
en son rüyamda bir müzeyi geziyordum mesela sevgilimle (gerçekten sevgilim yok rüyamda varmış güya... sürekli bahsettiğim kişilikmiş oda)
çok enteresan. çok çok enteresan.
hayatım gerek rüyalar bakımından, gerekse gerçek hayat bakımından doğal akışının dışında bir yol buldu ve oradan da gidiyor.
buna alışmalı mıyım yoksa eski akışından gitmesi için zorlamalı mıyım bilmiyorum.
eski akışı sevdiğimden değil aslında. gelen gideni aratır ya ondan..
ve her sabahta "gördüğüm rüyanın etkisinden olsa gerek, garip bir hisle uyandım bu sabah" demeyi de ihmal etmiyorum (şebnem ferahın bir şarkısından bir söz.).
en son rüyamda bir müzeyi geziyordum mesela sevgilimle (gerçekten sevgilim yok rüyamda varmış güya... sürekli bahsettiğim kişilikmiş oda)
çok enteresan. çok çok enteresan.
hayatım gerek rüyalar bakımından, gerekse gerçek hayat bakımından doğal akışının dışında bir yol buldu ve oradan da gidiyor.
buna alışmalı mıyım yoksa eski akışından gitmesi için zorlamalı mıyım bilmiyorum.
eski akışı sevdiğimden değil aslında. gelen gideni aratır ya ondan..
17 Eylül 2010 Cuma
adını okuyabildiğim 11 dergi
ev doktoru, peri kızı, sinema, Türk tiyatrosu, Türk tarihi, hanımeli, günün kadını, film romanları, gök kuşağı, kızıl elma ve sanat dergisi adında dergiler olsun yine. yada biz o dergilerin olduğu zaman gidelim.
insanlar da bi kültür düzeyi varmış. yüksekmiş. bunca dergi varmış vede hepsininde 30 küsür sayısı çıkmış en az. şimdi bir elin on parmağını geçmez bizim dergiler. hep yabancılardan al Türkçe'ye çevir. ayıp yahuu.. (bide çaktırmayın kapak tasarımlarını pek bir sevdim ben bu dergilerin ondanda olabilir bu isteğim)
kaf dağı
İnsan istemez oldum hayatimda Ne kadar sosyaldik zamaninda Görüsmek fazla Sohbet gereksiz aslinda Bütün gün yattim durdum yatakta Amma atesliydik zamaninda Sevismek fazla Degmek lüzumsuz aslinda Yürüdük gittik sandik Yol bir arpa boyunda Aradik bulduk sandik Ekmek aslan agzinda Üsüdük donduk sandik Balta orda sap burda Kefeni yirttik sandik Hayat kaf daginin ardinda Sorun ne sende ne bende ortamda Herkes yanlis mekanda zamanda
şarkının sözleri bi insanın 20-25 yaşına kadar olan ki halini apaçık anlatıyor bence
en azından bana gösterdiği uyumluluk süper.
15 Eylül 2010 Çarşamba
kulaklık
şuan büyük bir boşluktayım. ne bir amacım. nede yapacak bir şeyim var. yada yapacak şeylerim olsa bile içimden gelmediği için yapmıyorum. sanırım her insanın başına gelir böyle şeyler. isteksizlik yani. hayattan zevk alamama falan. neyse.
şuan beni neşelendiren, yada şöyle söyleyeyim yapmaktan zevk aldığım tek şey müzik dinlemek.
-ki bunun da bir sebebi var hani boşu boşuna değil bu "istek".
nedeni şudur ki sevgili bilgisayarımın kulaklık girişi bozuk. mp3'üm ise arkadaşımda idi. diyeceksiniz git al. kendisi mp3'ümüde alıp tatile gitti. hemde bir aylığına. bende "kulaklıkla" müzik dinlemeye o kadar hasretim ki tüm gün ayaklarımı uzatıyorum kulağımda kulaklıklarım dinle allah dinle. kucağım da bilgisayarım karşımda televizyon. mutlu mesut yaşıyoruz.
diyeceksiniz şimdi ne zorun var buda bir istek isteklerin hemde en güzeli. keyif yapıyorsun tüm gün.
evet keyif yapıyorum ama sorumluluklarımı yerine getirmediğim zaman yaptığım keyifin tadı yok. -e o zaman sorumluluklarını yap diyeceksiniz. işte sorun orada.
içimden gelmiyor. bir üşengeçlik, bir miskinlik çökmüş ki üzerime sormayın. bu gidişle sürekli yatmaktan bedenimde yaralar çıkacak ondan korkuyorum. (bunun içinde her gün bol karbonhidratlı besin almak için ya mutfağa yada bakkala gidiyorum). şaka maka tek hücreli canlı gibiyim. benim için dilek dileyin bi can gelsin bana yahu..
14 Eylül 2010 Salı
çok pis terk etti.
Çok pis terketti yar
Acımadı bana bu defa
İsyan beni bozar bozar of
Aniden gitti yar
Tutamadım onu bu defa
Bu tarz bana koyar koyar of
Aşıktım sana deli
Affetmem asla seni
Yalnızım günlerden beri
Of oooofff
Dönersin bi gün geri
Yar etmem sana beni
Yastayım günlerden beri
Oooofff
Çok pis terketti yar
Aramadı beni bu defa
İsyan beni bozar bozar of
Harbiden gitti yar
Bulamadım onu bu defa
Bu tarz bana koyar koyar of
Aşıktım sana deli
Affetmem asla seni
Yalnızım günlerden beri
Of oooofff
Dönersin bi gün geri
Yar etmem sana beni
Yastayım günlerden beri
Oooofff
Çok pis terketti yar
Çok pis terketti yar
Çok pis terketti yar
Çok pis terketti yar
Acımadı bana bu defa
İsyan beni bozar bozar of
Aniden gitti yar
Tutamadım onu bu defa
Bu tarz bana koyar koyar of
Aşıktım sana deli
Affetmem asla seni
Yalnızım günlerden beri
Of oooofff
Dönersin bi gün geri
Yar etmem sana beni
Yastayım günlerden beri
Oooofff
Çok pis terketti yar
Aramadı beni bu defa
İsyan beni bozar bozar of
Harbiden gitti yar
Bulamadım onu bu defa
Bu tarz bana koyar koyar of
Aşıktım sana deli
Affetmem asla seni
Yalnızım günlerden beri
Of oooofff
Dönersin bi gün geri
Yar etmem sana beni
Yastayım günlerden beri
Oooofff
Çok pis terketti yar
Çok pis terketti yar
Çok pis terketti yar
Çok pis terketti yar
13 Eylül 2010 Pazartesi
12 Eylül 2010 Pazar
10 Eylül 2010 Cuma
9 Eylül 2010 Perşembe
kokulu evler
fark ettim de her evin bi kokusu var. en azından bana öyle geliyor.
kapıdan içeri girdiğinde aldığım tek bi nefesle evin ruh hali hakkın da görüşlerim beliriyor kafamda...
mesela bugün stresli, duygusal vede durgun bi evlere gittim.
ne garipti yahu.
bu arada yine fark ettim de son zamanlarda sürekli şaşırıyorum.
ne olursa ama.
bayram
tıklım tıklım olan sokaklar depresif ruhumu bunaltmak için yaratılmıştı sanırım bugün.
hele dün daha fenaydı. büyük bir hata yaptım ve dışarı çıktım.
adım atmak için önümdeki insanların geçmesini beklemek hiçte hoş değildi.
bide 4-5 seneye kadar yaşımın ufaklığından ötürü sürekli oturur ve önüme gelen tatlıları tüketirdim(tatlı pek sevmesemde) şimdi ama git "misafir" lerin önüne (normal zamanda "aaa aşk olsun biz misafir miyiz" diyen. bayramda misafir misafir oturan akraba topluluğu) tatlıları götürdüm ve tüketmelerini izledim. acıklıydı.
hele dün daha fenaydı. büyük bir hata yaptım ve dışarı çıktım.
adım atmak için önümdeki insanların geçmesini beklemek hiçte hoş değildi.
bide 4-5 seneye kadar yaşımın ufaklığından ötürü sürekli oturur ve önüme gelen tatlıları tüketirdim(tatlı pek sevmesemde) şimdi ama git "misafir" lerin önüne (normal zamanda "aaa aşk olsun biz misafir miyiz" diyen. bayramda misafir misafir oturan akraba topluluğu) tatlıları götürdüm ve tüketmelerini izledim. acıklıydı.
8 Eylül 2010 Çarşamba
bugün
huzurlu ve güzel bir gündü bugün.
haftalardır olan olaylar ve moral bozukluklarına göre çok ama çok güzel bir gündü bugün.
lakabı olmayan dostum. bu güzel gün için teşekkürler...
şaşırdım.
en son yazımı 20 Şubat ta yazmışım.. ne kadarda çabuk geçiyor zaman!
20 şubattan bu yana hayatım baya bi değişmiş fark ettim de..
lanet okuduğum kişi yok artık hayatımda.
ne garip yahu.. eski kayıtları okudum.
dertler aynı ama kişiler hep farklı.
20 şubattan bu yana hayatım baya bi değişmiş fark ettim de..
lanet okuduğum kişi yok artık hayatımda.
ne garip yahu.. eski kayıtları okudum.
dertler aynı ama kişiler hep farklı.
20 Şubat 2010 Cumartesi
SaçmalıyoruM
265 gündür her gün aklıma gelen düşündüğüm şahıs
saat 14:14 bu saçma sevdiğin seni düşünüyo olayıyla hiç mutlu olamıcam çünkü yalan saçma palavra...
şuan pek bi sinirliyim sana, dünyaya. "LANET OLSUN" diye bağırasım var ama tabi ki böyle bişi yapmıcam (yaptığımı düşünsene komşular birden noluyo der)
her neyse şuan sana deli gibi sinir oluyorum tokat atmak istiyorum ciddi ciddi ama yapamıyorum. neden ??çünkü yanımda değilsin yanımda olsan atar mıydım tokat onuda bilmiyorum. sanırım sana olan zaafım nefrete dönüştü evet olabilir...
ama şöyle bi sorunda var gördüğümde seni gayet normal davranıyorum ne nefret oluyo sana karşı ne de sevgi ne kadar aptal bişi. ya yok bırakıcam ben bu işleri (2 ay önce falanda bırakıyodum)
manzaraya daldımm ses çıkarmaaa
gerçek can sıkar beni uyandırma
ben böyle güzelim falan filannn
ben burda güzelim falan filannn
heyt beee !
saat 14:14 bu saçma sevdiğin seni düşünüyo olayıyla hiç mutlu olamıcam çünkü yalan saçma palavra...
şuan pek bi sinirliyim sana, dünyaya. "LANET OLSUN" diye bağırasım var ama tabi ki böyle bişi yapmıcam (yaptığımı düşünsene komşular birden noluyo der)
her neyse şuan sana deli gibi sinir oluyorum tokat atmak istiyorum ciddi ciddi ama yapamıyorum. neden ??çünkü yanımda değilsin yanımda olsan atar mıydım tokat onuda bilmiyorum. sanırım sana olan zaafım nefrete dönüştü evet olabilir...
ama şöyle bi sorunda var gördüğümde seni gayet normal davranıyorum ne nefret oluyo sana karşı ne de sevgi ne kadar aptal bişi. ya yok bırakıcam ben bu işleri (2 ay önce falanda bırakıyodum)
manzaraya daldımm ses çıkarmaaa
gerçek can sıkar beni uyandırma
ben böyle güzelim falan filannn
ben burda güzelim falan filannn
heyt beee !
pişt
ellemeyin beni bu gece dostlar,
çok büyük derdim var.
içimdeki boşluk içkiyle dolu,
benim kendime kastım var.
çok büyük derdim var.
içimdeki boşluk içkiyle dolu,
benim kendime kastım var.
14 Şubat 2010 Pazar
Artık Melek Değilim
bir korkuluk gibi içime dikildin
beni daha başlamadan bitirdin
bir hayat gibi avcuma çizildin
beni kemirdin neye çevirdin sen
kanatlarım yoktu benim
ama bir zamanlar melektim
kirlendim
gördüğün rüyayı bozmaya geldim ben
sevdiğin dünyayi durdurmaya geldim
bütün zehirleri koymaya geldim ben
kırılmamış son kalbi kırmaya geldim
çok değiştim ben, artık melek değilim
bir korkuluk gibi kalbime dikildin
beni daha başlamadan bitirdin
bir hayat gibi avcuma çizildin
beni kemirdin neye çevirdin sen
kanatlarım yoktu benim
ama bir zamanlar melektim
kirlendim, sana geldim
gördüğün rüyayı bozmaya geldim ben
sevdiğin dünyayi durdurmaya geldim
bütün zehirleri koymaya geldim ben
kırılmamış son kalbi kırmaya geldim
çok değiştim ben, artık melek değilim
gördüğün rüya değil
sevdiğin dünya doğru değil
beni daha başlamadan bitirdin
bir hayat gibi avcuma çizildin
beni kemirdin neye çevirdin sen
kanatlarım yoktu benim
ama bir zamanlar melektim
kirlendim
gördüğün rüyayı bozmaya geldim ben
sevdiğin dünyayi durdurmaya geldim
bütün zehirleri koymaya geldim ben
kırılmamış son kalbi kırmaya geldim
çok değiştim ben, artık melek değilim
bir korkuluk gibi kalbime dikildin
beni daha başlamadan bitirdin
bir hayat gibi avcuma çizildin
beni kemirdin neye çevirdin sen
kanatlarım yoktu benim
ama bir zamanlar melektim
kirlendim, sana geldim
gördüğün rüyayı bozmaya geldim ben
sevdiğin dünyayi durdurmaya geldim
bütün zehirleri koymaya geldim ben
kırılmamış son kalbi kırmaya geldim
çok değiştim ben, artık melek değilim
gördüğün rüya değil
sevdiğin dünya doğru değil
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)